31 Ocak 2013 Perşembe





 Diyarbakır'da eşcinsel olduğu gerekçesi ile babası ve iki amcası tarafından öldürülen R.Ç.'nin davası 18 Ocak 2013 tarihinde görüldü. Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası ile yargılanan sanıkların davası 4 Şubat 2013 tarihinde 4.celse ile devam edecek.
Hebûn LGBT Diyarbakır Örgütlülüğü olarak kamuoyu yaratmak, R. şahsında tüm nefret cinayetlerine karşı durmak adına sanatçı, akademisyen, bilim insanı ve siyasetçilerimizi yaşanan bu nefret cinayetine karşı başlatmış olduğumuz kampanyaya destek olmaya çağırıyoruz. Bu kapsamda sizinde bu davaya dair düşündüklerinizi ve söylemek istediklerinizi yazıp bize yollarsanız web sitemizde ve sosyal paylaşım ağlarında dolaşıma sokup kamuoyu oluşturacağız. Şimdiden göstermiş olduğunuz hassasiyet için LGBT toplumu adına teşekkür ederiz. Nefret cinayetlerinin olamadığı bir dünya düşüyle...

" R.Ç davasının takipçisiyim. Çünkü;..."
Devamını siz getirin! Mesajlarınızı hebunlgbt@gmail.com adresine yollayın! Biz yayınlayalım... Sesimiz daha gür, daha yüksek çıksın.


R.Ç DAVASININ TAKİPÇİSİYİM ÇÜNKÜ;

R.Ç. sistemin ve statükocu anlayışın ötekileştirdiği biridir. Ana akım medyanın sırtını döndüğü ve erkek devletinin katliamıdır.

Ötekilerin Postası Facebook Sayfası

R.Ç. DAVASININ TAKİPÇİSİYİZ, ÇÜNKÜ;

R.Ç. Diyarbakır’da eşcinsel olduğu gerekçesi ile babası ve iki amcası tarafından vahşice öldürüldü.

R.Ç. Davasının Takipçisiyiz, Çünkü ;

- Her şeyden önce R.Ç. bir insandır.

- R.Ç. bir nefret suçu mağdurudur.

-Aydınlanmamış her kirli cinayet başka katliamların meşruiyetidir.

-R.Ç. eril sistemin maktulüdür.

-R.Ç. cinsel yöneliminden dolayı öldürüldü.

-Eşcinsel olmak ne ayıp, ne de ahlaksızlıktır.

-Nefret cinayetleri kamuya mal olmuş meselelerdir. Çünkü R.Ç. cinayeti bireysel bir cinayet değil,
bizatihi LGBT bireylerine yapılmış bir tehdittir.

- LGBT bireyleri özgürleşmedikçe, heteroseksüeller özgürleşmeyeceklerdir.

-Kendisini içinde yaşadığımız sistem içerisinde mutlu hissetmeyen, muhalif gören herkes nefret
cinayetlerine sessiz kalmamalıdır.

-Ben bir ötekiyim ve bütün ötekilerin yanındayım.

-R.Ç. davası taciz/tecavüz kültürünün bir sonucu-ürünüdür

-T.C. Adaleti erkeğin yanındadır. Bkz. N.Ç. davası

Son olarak; haksızlığın takipçisi, adaletin arayışçısı olmak için vicdan sahibi olmak kâfidir.

Yeni Roşinler, Ahmetler, Festuslar, Uğurlar ölmesin diye bu davanın takipçisiyiz.

Avam Fanzin Ekibi

LGBT’lere karşı işlenen cinayetler buzdağının sadece görünen ölümcül ucudur. Bir toplumda demokrasinin olgunlaşmış olması azınlıkları korumasıyla belli olur. Birçokları gibi ben de R.Ç.’nin katilleriyle ilgili süreci izliyor ve bu sinsi cinayetin gereğince cezalandırılmasını umut ediyorum.

Thomas Schmidinger / Viyana Üniversitesi Siyaset Bilimcisi

R.Ç ile ilgili bu yazıyı yazmak bana çok dokundu. Çok zaman geçirdim, düşündüm.İnternetteki fotosuna baktım, net bir görüntü değildi ama orada hayata gülümseyen bir çocuk vardı. İçim yandı. O gülüşün bir apartmanın merdivenlerin de korkuya, yalvarışa dönüşümünü hayal ettim. Hayatın kendisi gibi açılmayan kapıları, açamadığımız kapılarımızı. Karşımda bir çocuk vardı.
Nefret cinayetlerini kınayan bir yazı hazırlamam gerekliydi. Yapabileceğim küçük birşeyin bana bu kadar ağır gelmesi, kendimi yaralı ve hatta bu topluma ait olduğum için kendimi suçlu hissedeceğimi hiç düşünmemiştim. Nedir bu “ahlak” denilen şey? Gizlice geyler ve translarla olup sonra bu durumu inkar etmek mi?
Kendi kız çocuğunu açık artırma gibi başlık parası adı altında satmak mı? Nedir? R.Ç. , senin hayallerin neydi canım? Belki de şiir yazıyordun, günlük tutuyordun. Aşık mıydın? Topluma seslenmemeye karar verdim. Lanet çiçekleri üstünde olsun bu top-lum denen yığının. Sürünün. Henüz ağzında süt kokan bir çocuk için ne diyebilirim, sahte olmadan… Tişörtünün rengini çok sevdim mesela. Sıradan bir renk değil. Acaba hiç yurt dışına veya Uludağ’a kayak yapmaya gitme zamanı olmuş muydu? Dil öğrenmeye zamanı, sevdiği bir kot pantolonu eskitme zamanı olmuş muydu? Kahvaltıda neyi severdi? Facebook sayfası nasıldı?… Karşınızda bir çocuk var_dı anladınız mı? Bütün suçu bir kadınla değilde bir erkekle sevişmesi. Gey olarak doğması. “İnsan” lafı kutsal hale gelmiş ya, bence artık “insane” yaşayan canlılar arasındaki en zalimi, en kahredici hilkat garibesi ilan edilsin. Bu yazı çok duygusal, evet biliyorum. Siz haklısınız, biz suçluyuz. Alın haklılığınızı, ahlakınızı münasip bir yerinize koyun. Ben sadece gönül insanıyım.
Sevgili ROSİN;
ROSE İtalyanca güller demek bana senin ismin gül manasına gelen bir şeyleri hatırlatıyor. İçimi o gülün dikenleri yaralıyor kardeşim…
Yerin güller içinde olsun.

Şükran MORAL / Performans Sanatçısı

R.Ç. davasının takipçisiyim. Çünkü Her insanın dünyası önce kendi bedenidir, her insan kendi dünyasını bilir, tanır ve yasar.
Her birey özgürce yasama hakkına sahiptir…
Toplumun ikiyüzlü ahlak (namus) anlayışının dayatılan ahlaksızlık olduğunu biliyoruz… Ve bu ikiyüzlü anlayışın uyguladığı ayrımcılığı, ötekileştirmeyi de biliyoruz.
LGBT bireylerde her bireyin hakkına ve hukukuna sahip olmalıdırlar. Ayrımcılık ve nefret suçlarına en yoğun maruz kalan LGBT bireyler üzerinden işlenen cinayetleri, tacizleri engellemek için TBMM "Nefret Suçları Yasası"nı acilen çıkartmalıdır.
Ötekiyiz ve Ötekinin Ötekisi Olmaz…

Hatice ALTINIŞIK / HDK/ Batı İstanbul- Kuzey Dersim

R.Ç. davasının takipçisiyim. Çünkü nefret suçlarının gerektiği şekilde takip edilip, benzer suçların işlenmesine engel olacak şekilde, faillerin cezasız kalmadığı; din, dil, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim, sınıf gözetilmeden eşit koşullarda hakların savunulduğu, önyargı ve hoşgörüsüzlüğün son bulduğu adil bir bir düzen istiyorum...

KIRMIZI / Müzik Grubu

R.Ç. davasının takipçisiyim. Çünkü; bu davanın, ülkemizdeki diğer davalar gibi sonuçlanmasını istemiyorum. N.Ç.'nin tecavüzcülerini akladıkları gibi, R.Ç.'nin katillerini de aklasınlar istemiyorum. Kadın katillerini hoş gördükleri gibi, R.Ç.'nin katillerini de hoş görsünler istemiyorum. Sivas'ta yakanların zaman aşımıyla aklandığını gördükten sonra R.Ç.'nin katillerinin de zaman aşımıyla özgürleştirilebilme ihtimalini kabul etmiyorum! Memleketi satanlara, katilleri, sapıkları aklayanlara, halkları birbirine kırdıranlara inat, örgütlü LGBT'lerin gücünü göstermek, sadece bu davada değil, ülkemizdeki tüm hukuksuz davalarda (KCK, Ergenekon, Oda TV, DHKP-C, Tutuklu Gazeteciler, İş Cinayetleri vs.) göstermek için, R.Ç. davası başta olmak üzere tüm davaların takipçisiyim! Eli kanlı katillerin yakasındadır ellerimiz! Daha fazla arkadaşımız ölmeden, bu bozuk düzene dur diyeceğiz! Yaşasın Örgütlü LGBT'ler!

Emre DEMİR

Yaşama hakkını ihlal etmek için; nefret, ezber gerekçe ediliyor, nefretleri onları, onlar yakınlarını öldürüyorlar. Sana benzemese de, seni onaylamasa da, yaşama hakkı kutsal...

Serpil ODABAŞI / Sanatçı

Çünkü R.Ç, bedenine sıkılan 14 kurşunun tanınmaz hale getirdiği, yol kenarına atılmış, 17 yaşında bir ölüden ibaret değil.
Bedenini parçalayan kaçıncı kurşunda soluğu kesilmiştir bilmiyorum, ben sessiz sedasız öldürülen R.Ç.’nin çığlığı olmalıyım.
 Kısacık yaşamının son anlarında, babasını kendisine doğrulttuğu tabancanın tetiğini çekerken gördü, ben tetikçiyi demir parmaklıklar arkasında görmeliyim.
 Katillerin namlusunda mermi kalmış mıdır bilmiyorum, ben boşalan şarjör tekrar dolmadan harekete geçmeliyim.
 R.Ç. davasında sadece katiller değil, cinayeti bildiği halde aylarca susan akrabalar, “eşcinsellik hastalıktır” diyen azmettirici bakanlar, “zina kadar suçtur” fetvası veren imamlar da yargılanıyor, takipçisiyim!
 Yıldızlar söner, Çiçekler solarken, biz davamızı divana bırakmamalı, ayrımcılığa karşı örgütlenmeli, bu düzenden hesap sormalıyız.

 Tunca Özlen / Gökkuşağının Kızılı

R.Ç. davasının takipçisiyim. Çünkü; erkek egemen toplumun kadın cinayetlerinden sonra LGBT bireylerin katledilmesine yönelik tüm girişimlerini R.Ç. nezdinde kınamak, sesimizi duyurmak amacıyla bu davaya şahsım adına müdahilim. Töre cinayetlerini kadınlarla tanıdık, Ahmet yıldız, R.Ç. gibi LGBT bireylerin katledilmesiyle ne kadar acımasız olduklarını hatırladık. Bu dava insan hakları adına mühimdir, takibi görevdir.

Dilan Yılmaz


"Nefret cinayetlerinin olmadığı, hatta nefretin olmadığı bir dünyada yaşamayı hayal ediyorum, istiyorum.

Sevin OKYAY / Sinema Eleştirmeni - Çevirmen

Herkesin istediği gibi bir hayatı yaşaması/sürdürmesi en tabii, en vazgeçilmez hakkıdır. Ve bu, her türden yaşam biçimi için geçerlidir. Hiç kimse, bir başkasının hayatını çizmeye/yönlendirmeye kalkmamalıdır. Böyle yapanlar dönüp kendi içlerine bakmalılar; çok büyük ihtimalle, ne kendilerini/ne de hayatlarını seviyorlardır.

Naim DİLMENER / Müzik Eleştirmeni - DJ

İnsanın doğasına kimse karışamaz. İktidarlaşmış erkeğin kendi namusuna söz getirmek istememesinden kaynaklıdır. Bunu yapanların öncelikle erkekliğin ne olduğunun farkına varmalılar.
Erkeğin nasıl bir yaşam içinde olduğunu görebilmeli. Çünkü erkek kendi iradesi dışında hiçbir iradeyi kabul etmez ve bütün iradeleri de kendisine benzetmeye çalışır. Bunun içindir ki bugün devlet kadınlara ve eşcinsellere yapılan zulme sessiz kalmaktadır. Her ne kadar mahkeme de ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle yargılansalar bile bu gerçeği değiştirmez devlet açısından.

Kahraman Akar Encü / Facebook Kullanıcısı

İnsan olmanın gerektirdiği budur. Kalbim de beynim de bana bunu yapmam gerektiğini söylüyor. R.Ç ne ilk ne de son bunu hepimiz biliyoruz. Son olsun istiyoruz. Böyle davalarda sanıkların ağır cezalar almasını istiyoruz artık. Kadınlara ve LGBT bireylere uygulanan sistemli şiddet ve asimilasyona karşı hep birlikte durmalıyız. Hepimiz aynı gemideyiz ve sürekli ateş altındayız. Ancak birlikte olursak kurtulabiliriz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz...

Ceren Candemir/ Müzik Yazarı

“R.Ç davasının takipçisiyim. Çünkü hayatım boyunca, en küçük bir nefreti anıştıran her türlü kelime, cümle ve yazılı, görsel ve duyusal metin, beni ansızın bu dünyadan koparıp boşluğa fırlattı. Nefretin ve ondan üreyen örtük ve açık şiddetin bir mekanizma olarak dilden, dilin içinden çalışmaya başladığını, bir şair, bir çevirmen, bir editör, bir ‘dilci’ olarak en iyi bilenlerdenim. Anlara bölünen ‘ruhsal şiddet’ ve bundan ne daha aşağı ne de daha üstün olan ‘cana kastetmek’, kendinden farklı olanı, kendinden farklı yaşayanı, kendinden farklı hissedeni, erkek ise kadınla sevişmeyeni, kadın ise erkekle sevişmeyeni... ama herkes gibi nefes alanı, herkes gibi bir kalbe sahip olanı, – Shakespeare’in Venedik Taciri adlı oyunundaki meşhur Yahudi karakter Shylock’ın unutulmaz tiradını hatırlayın – kişisel ve toplumsal bir kararla öldürmek, ki bu kişisel olanın kendisi hiç de kişisel değildir…
R.Ç’nin öldürülmesinin ardından basında çıkan haberleri takip etmeye çalışıyorum ve ülkem Kürdistan’ın – bana göre – eksik hassasiyeti karşısında kanım donuyor. Ülkemin her özgürlükçü, her anti-militarist ve her anti-sömürgeci ferdinin, yürek burkucu bir nefret cinayetine kurban gitmiş R.Ç şahsında yüreğini ayaklandırmasının tam zamanıdır.
R.Ç tüyler ürpertici nefrete kurban edildi. Nice R. hep kurban edildi. Bu nefret suçlarını, bu cinayetleri bana karşı işlenmiş bildim ve topluma soruyorum: “Sessizlik nereye kadar?”
R.Ç davasının takipçisiyim. Çünkü kalbimde iyi bir ‘nefret’ taşıyorum. Nefretten ‘nefret ediyorum’.

Kawa Nemir / Şair/ Çevirmen, Editör

Amed

Nefretin başlı başına bir suç
olduğuna inanıyorum ve cehaletle beslenen nefretin R. ve daha
nicelerimizin başına geldiği, maalesef geleceği gibi ölümle
Sonuçlanmadan önce, insanlara sevmek öğretilerek engellenmesini
İstiyorum.

Janset KARAVİN / Pandomim Sanatçısı / Radyocu

Bu Cinayet bir yargısız infazdır. Nefret cinayetidir. Hayatımız boyunca bütün yargısız infazlara nefret suçlarına karşı olduk. Bu ve benzeri cinayetlere karşı durmak bütün insan hakları savunucularının en önemli görevlerinden biridir.

Nebahat Akkoç / KAMER Vakfı Başkanı

Nefret cinayetlerinde kesin kararların kısa sürede verilmiyor olması canımı yakıyor.
Çünkü R.’in hayatına katledenlerin ve buna zemin hazırlayanların köklerinin de olduğunu düşünüyorum ve bu köklerin doğuda yaşayan diğer eşcinsel arkadaşlarımı da hedef alacağı fikri beynimi kemiriyor. Ailelerin bilinçlendirilmesi gelenek ve görenek saçmalıklarına saplı kalmış doğu insanlarının (diğer bölgeleri de istisnasız ayırmadığımı bilmenizi isterim) LGBT’ye bakış açısının değişmesi için böyle davaların en ağır ceza ile sonuçlandırılmasını istiyorum.
Şundan emin olun ki! Rahat nefes alabileceğimiz bir sokak değil, bütün sokakları istiyoruz.

Emre KORLU / Yazar / LBGT Aktivisti

... Irkların, dillerin, dinlerin ve sınıfların olmadığı bir dünya istiyorum.

Bahadır ERŞIK / Facebook Kullanıcısı

Yaşamayı, sevmeyi, sevilmeyi ve sevişmeyi hak eden biri şu an sadece toprak altında.

Mustafa AYDIN / Facebook Kullanıcısı

Sizleri tüm yüreğimle selamlıyorum başarılarınızın devamını diliyorum. Nefret suçları yasasının bir an önce çıkmasını istiyorum.

Ebru KIRANCI / İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği / Aktivist

İnsan haklarının en önemlisi, yaşama hakkının evrensel ve vazgeçilmez olduğunun farkındayım. Tüm dünya halkları için ezilenlerin, dışlananların ve ötekileştirilenlerin özgürlüğünün ve korunmasının barışı ve adaleti getireceğini biliyorum
.
Mustafa Doğan GÜNAL / Facebook Kullanıcısı

Arkadaşlarımın sadece azınlık oldukları için tehlikede olmalarını istemiyorum.
Nefret cinayetlerinin olmadığı bir dünya düşüyle...

Burak ALTINDİŞ / Facebook Kullanıcısı

İnsanların cinsel yönelimlerinden kaynaklı öldürülmeleri kesinlikle kabullenilemez. Hiç kimsenin bir başkasını öldürme gibi bir hakki olamaz. Toplumumuz daha insancıl olmalıdır, bizler hem insanları hem Doğayı olduğu gibi kabullenip saygı duymak zorundayız. Onları değiştirme, yok etme gibi bir hakkimiz olamaz.
Umudumuzu hiç bir zaman yitirmeyeceğiz.

Gurbet Kıvılcım HARMANCI / Çevirmen

Canım yanıyor, bıktım bu ülkede yaşanan tacizlerden, tecavüzlerden, nefret cinayetlerinden ve yapılan tüm çirkinliklerin bunu yapan insanların yanına kar kalmasından. Ahmet'i, R.yi ve daha nicelerini her geçen gün kaybetmekten ve daha birçoklarını da kaybetme korkusuyla yaşamaktan usandım, usandık artık.

Mehtap Akbaş / Çevirmen


R.Ç. davasının takipçisi olmak sessiz kalmamak, nefret suçlarına karşı sesini yükseltmek anlamına
da geldiğinden dolayı bende sessiz kalmak istemiyorum. R.Ç. davasının diğer davalar gibi
sonuçlanmamasını istediğimden, suçluların hakettikleri cezayı almaları gerektiğinden dolayı bu dava
benimde davam. Daha yaşamının başında, Aile fertleri tarafından kurşunlanarak öldürülen R.Ç. nin
unutulmaması, nefret suçlarının artik son bulması içinde bu dava hepimizin davası olmalı. Gelin hep
birlikte sesimizi yükseltelim-hep birlikte R.Ç.’yi sahiplenelim ve nefret cinayetlerine dur diyelim!

Hakan Taş (Sol Parti Eyalet Milletvekili Almanya)

R.Ç. davası ve yaşananlar kuşkusuz vahşettir, geleneksellik olgusunun hoşgörüsüz etkilerinden
yalnızca biridir. Zihniyet hastalıklıdır, yaşanılan yalnızca bir cinayet değil aynı zamanda özgürlük
ihlalidir katiller en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Ancak hükmü verecek olan adaletten şüpheliyim.
Türk toplumunun algısı ve değer yargıları izole, gelenekselci töre zihniyetinin ürünüdür, adalet
anlayışı buna göre şekillenmiştir; dokunulmazlıkları, kutsallıkları vardır. Bu sebeple yargı sürecini
hızlandırmak ve efektif hale getirmek adına kamuoyu örgütlenerek sağlam bir duruş ve tutarlı bir tavır
takınmalıdır. Umarım istenilen etkiyi yaratabiliriz ve nefret cinayetlerinin önüne geçebilmek adına
önemli bir adım atarız.

Merve Hatipoğlu

Bilindiği gibi R.Ç cinayeti on yedi yaşında bir eşcinselin Diyarbakır'da aile üyeleri tarafından hunharca
öldürülmesi haberi olarak kamuoyunda çok ses getirdi ve biz LGBT toplumu üyelerinin hayatında
yine, bir kez daha sarsıcı bir haber olarak yer aldı. Biz özelde LGBT'ler genelde ise toplum açısından
korkutucu ve tehlikeli olan şey, bu tür nefret cinayetlerinin alışılagelmiş vakalar olmasını kanıksamak
durumunda kalmak, kalıyor olmak. Homofobiyle mücadele zannedildiği gibi bir acıma/anlama,
hümanizm/vicdan temeli üzerine kurulabilecek değil aksine temel hak ve hürriyetler bağlamında
ele alınması gereken, böyle ele alındığı takdirde anlam ve direnç kazanabilecek bir mücadeledir. Bu
sebeple çok kapsamlı ve üzerine çokça konuşulacak bir konu.

R.Ç cinayeti özelinde mağdurun yaşının bir hayli genç oluşu ve ailesi tarafından öldürülmüş olması
kamuoyuna yansırken öne çekilen başlıklardı, uzun bir süre "insan kendi evladına bunu yapar mı"
minvalinde çokça yorum gördük. Ama işin acı ve gerçek kısmı şudur; evet yapar, yapıyor! Bir tarafıyla
da Diyarbakır'da işlenen bu nefret cinayetinin sırf Diyarbakır'da gerçekleştiği için bölgesel bir boyuta
indirgenerek Kürtlerin feodal oluşu, töre cinayeti ve benzer tezlerle gerekçelendirilmesine şahit
olduk. Türkiye'nin batısında vuku bulan nerdeyse bütün eşcinsel/nefret cinayetlerini kriminal, adli
vakalar olarak görmekten imtina etmeyen insanların Diyarbakır'da işlenen bu suçu ırkçı hezeyanlarla
dile getirmeleri çok da şaşırtıcı değildi aslında. Bu noktada biz LGBT toplumunun üyeleri olarak şunu
iyi anlamalı ve anlatabilmeliyiz; homofobinin bölgesel ya da sınıfsal bir önceliği olmadığı gerçeği
kesinlikle görmezden gelinebilecek bir faktör değildir. Diyarbakır gibi savaş şartlarının hüküm
sürdüğü, belki LGBT politikası yürütmenin batıdaki kentlere kıyasla, görece daha zor olduğu bir

ortamda Hebun LGBT' nin davanın takipçisi olması ve kamuoyu oluşturmaya yönelik çabası takdire
şayan.

Davanın son duruşmasında SPOD LGBT' nin müdahil olma talebinin mahkeme heyeti tarafından kabul
görmesi, ayrıca Diyarbakır Baro Başkanı ve Baro yönetim kurulu üyelerinin davayı izlemiş olması gayet
sevindirici. Özellikle cinsiyetçilikle mücadeleyi kendine şiar edinmiş olan Kürt hareketi ve harekete
yakın çevrelerin davaya ve Hebun LGBT' nin çabalarına destek vermesi eminim nefretle mücadele
konusunda umut vaat edecek ve bizi bu mücadelede bir adım ileriye götürmeye yardım edecektir.

Ahmet. Y. Yılmaz

Tüm namus, töre cinayetlerini kınıyorum. Ölümlerin son bulması, insanların korkusuz bir yaşam
sürmesini istiyorum. Bitsin artık. Zaten Kürtleri, bizleri yok etmek isteyen faşist milletler var. Bari biz
birbirimize kıymayalım.

İnsanca bir yaşam için...

Umutlu yarınlara…

Saygılar...

Sema Arslan

Sevgili Hebun LGBT

Hebûn LGBT Diyarbakır Örgütü olarak R.Ç. şahsında ve tüm nefret cinayetlerine karşı başlatmış
olduğunuz kampanyaya destek verdiğimizi belirtmek,

Sitelerimizde ve Mail Gruplarımızda ilgili kampanya ve basın bültenlerinizi paylaşabileceğimizi
bilmenizi isteriz.

Turkgayclub.com

Pedofilinin, tecavüzlerin, ırkçılığın hortladığı, Türkiye’de eşcinsel olmak ateşten gömlek giymek gibi bir
şey ve kendi istediğin hayatı değil başkalarının dikte ettiği hayatı yaşamaktır. Kendin gibi olamamak
hep mış gibi yapmak ve o şekilde yaşamaktır. Bunu değiştirmeliyiz. Bu yüzden nefret cinayetlerinin
takipçisiyim, vicdanım adına, insanlık adına sitemin dikte etiği her şeyin karşısındayım.

Ahlakının, ekonomik yapısının, geleneksel yapısının, aile yapısının…

Rüzgâr Azad /Şair - Yazar/Aktivist

R.Ç. davasının takipçisiyim. Çünkü; " İnsan olan yerlerim çok ağrıyor."

Final Özge Gündoğdu

Nefret cinayetleri egemen zihniyetin tezahürüdür

Tekçi egemen anlayışın uygulama ve politikaları toplumda milliyetçi gericiliği beslerken aynı zamanda
bir nefret toplumu yaratıyor. Son yıllarda artan saldırılar ve işlenen cinayetler toplumsal cinnet halini
göstermektedir.

Kadına dönük şiddetin artarak devam etmesi, azınlık mensuplarına uygulanan şiddet, toplumsal linç
politikaları ve farklı cinsel yönelimlerinden dolayı katledilen insanlarımız bu ruh halinin yansımasıdır.

Savaş gerçekliğinde beslenen nefret olgusu egemenlerce iktidarlarını pekiştirmek için
kullanılmaktadır. Yaratılan Türk İslamcı toplum anlayışı bunun dışında kalan tüm tercihler ve
farklılıkları yok etmek üzere konuşlandırılmaktadır.

Okullarda başlatılan bu kara zihniyet toplumu yaşamın her alanında karanlıklarına mahkûm
etmektedir. Coğrafyası, kimliği fark etmeksizin egemen anlayışın dışındaki her şeyi yok etmeye
programlanmış beyinler birer kıyım makinesine dönmektedir.

Diyarbakır'da eşcinsel olduğu gerekçesi ile babası ve iki amcası tarafından öldürülen R.Ç. bu karanlık
zihniyetle katledilen insanlarımızdan biri. Var olan bu geri zihniyetle mücadele edilmediği müddetçe
de son olmayacaktır.

Yaratılmak istenen karanlıklara ve zihniyete karşı çıkanların R.Ç.’lere sahip çıkma mecburiyeti vardır.
R.Ç. davası sahiplenerek özgürlük, demokrasi ve yaşam hakkına sahip çıkılacaktır.

O yüzden de görmezden gelmeden, yok saymadan giderek daha büyük bir yaşam ihlaline dönüşen
LGBT cinayetlerine karşı çıkmalıyız.

DERSİM GAZETESİ

R.Ç. davasının takipçisiyim. Çünkü; bu her şeyden önce insan olmanın bir gerekliliği. Kimsenin
farklılıklarından dolayı öldürülmediği bir dünya için bu davanın takipçisiyim.

Ozan UĞUR

R.Ç.’yi kurban eden, böyle bir sevgisizliği hüküm kılan yargı ve değerlerin kırılması hepimizin ortak
sorumluluğu. Hebûn LGBT bizleri bu ortak sorumluluğa çağırdığı ve sesine kattığı için şanslı ve
müteşekkiriz.

Kerem Çiftçioğlu

Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd)

R.Ç davasının takipçisiyim. Çünkü…

Nefret cinayetlerine '' töre cinayeti'' gibi yaklaşıp üstünün kapatılmasını kabul etmiyoruz!

R.Ç. davasının takipçisiyim. Çünkü;

Kimsenin Ötekileştirilmediği, Kimsenin Esmerleştirilmediği Bir Dünyada Yaşamak İstiyorum. Her
Türlü FOBİZM'in Bir Hastalık Olduğunu Ve Bunun Hızla Rehabilite Edilmesini Düşünüyorum. Nefret
Cinayetlerinin Olmadığı Bir Dünya Hayaliyle Bu Davanın Takipçisiyim ...

Mehmet RUMET SOYLU

Cinsiyet ayrımcılığına, tüm nefret suçlarına ve her türlü ötekileştirmeye karşı çıkmak insanlık
onurumuza sahip çıkmaktır bir anlamda. Hiç kimse yönelimlerinden dolayı öldürülmeyi, şiddet
görmeyi hak etmiyor. Bu vicdansızlığa ve şiddete dur demek ve sevginin ne kadar değerli bir şey
olduğunu artık herkesin hatırlaması gerek.

Deniz DURUKAN/Şair - Yazar

Her bireyin bedeni üzerinde tasarruf hakkı kendisine aittir. Hiç kimse cinsel yönelimi nedeniyle
ölmemeli, öldürülmemelidir… Ve yine hiç kimsenin bir başka insanı öldürmek gibi bir hakkı yoktur…
Erkek egemen toplumun dışına çıkanlara tahammülsüzlüğün asıl nedeninin erk’lerinin yok olacağının
korkusunu taşımalarıdır diye düşünüyorum… Başka R.Ç. lerin özgürce yaşayabilmesi için Nefret
Suçları yasası acilen çıkarılmalıdır.

Çalışmalarınızda başarılar diliyorum… Yüreğim sizlerle...

Fatma Ünsal /Tiyatro Oyuncusu

Birini sevmenin günah, yasak ya da ayıp sayılmadığı bir dünya ve ülkede yaşamak istiyorum. Gencecik
bir insanın, varoluşundan dolayı hunharca katledilip toprak altına gönderilmesini hiçbir din, ahlak ve
namus gerekçesiyle bağdaştıramıyorum. "Nefret" başlı başına bir suçtur.

Ali Burak Ayrancı, Facebook kullanıcısı

R.Ç.davasının takipçisiyim. Çünkü R.Ç.’nin de aralarında bulunduğu nefret cinayeti kurbanı LGBT’leri,
Ortaçağ’daki engizisyon kurbanlarına benzetiyorum. Milenyum dönümünde Papalık, engizisyon
kararıyla işkence görmüş, can vermiş kurbanlardan nasıl özür dilediyse, gün gelecek tacizin ve
şiddetin her türüne maruz bırakılan LGBT’lerden de özür dilenecek. Ama geçmişte olduğu gibi şimdi
de canlar gidiyor. Hem de evlatların, kardeşlerin canları!.. Hiçbir “kutsal”ın, yaşam hakkından daha
değerli olmadığına inanarak; bağnazlığın, ilkelliğin son bulacağı aydınlanma anına kadar kurtarılmış bir
can, bir candır diyerek, R.Ç. davasının takipçisiyim.

Zeynep Akkuş. (Öğretim görevlisi / Çevirmen)

İnsanların cinsel yönelimlerinden dolayı dışlanmaları ve şiddete uğramamaları gerektiğini
düşünüyorum. Bu davanın takipçisiyim, çünkü öldürülen veya öldürülme ve şiddete uğrama tehdidi
ile karşı kaşıya kalan eşcinsellerin yalnız olmadıklarını göstermenin önemli olduğuna inanıyorum.
Türkiye'nin ve dünyanın neresinde olursa olsun, ataerkil ve heteroseksist toplumsal yapıların kişilerin
kendi varoluşlarına olan müdahalesinin önüne geçilmesi için görünürlük sağlamanın önemine vurgu
yapmak istiyorum. Bu davanın takipçisiyim, çünkü R.Ç. davasının önceki benzer davalarda olduğu gibi
bir yargı komedisine dönüşmesinin engellenmesi gerektiğine inanıyorum.

Kemal Ördek - Transgender Europe Eş-Başkanı

R.Ç davasının takipçisiyim. Çünkü herkesin huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşadığı bir Türkiye istiyorum.

Baran Abur



R.Ç. bu tür cinayetlere ne giden son kişidir ne de olacaktır. Bu yüzden çevremizden herhangi birinin
LGBT olmasına hazır mıyız? Çevremizi buna nasıl hazırlamalıyız. Ben bunlarının hepsinin ötesinden
LGBT'lerle eşit yaşam ve onlara anayasada güvence istiyorum.

Musa ATAÇ- Öğrenci-Gazeteci

R.Ç. Davasının Takipçisiyim çünkü nefret cinayetleri ülkenin neresinde işlenirse işlensin, biz
transseksüel, lezbiyen, biseksüel, gey, queer ve kadın/erkek ikiliğine sığmayan tüm farklı kimlikteki
bireylere "sus, topluma uymazsan başına gelecek olan bu" mesajı vermektedir. Biz ise farklıyız diye
ölmeyi hak etmiyoruz! Yaşam hakkımızda direniyoruz!

Aligül Arıkan/ trans aktivist, esnaf

Çünkü İnsan… Özetle…

Ayla Ünlü

R.Ç davasının takipçiyim. Çünkü; bu ülkede her birimiz istediğimiz gibi yaşayamıyoruz, istediğimiz
gibi yaşamaya çalıştığımızda ölümle tehdit ediliyor, öldürülüyoruz. İçimizdeki homofobiden
arınamıyoruz. Eşcinselliği hala hastalık olarak tanımlıyoruz. Cinsel yönelimimizi özgürce yaşayamıyor,
aşağılanıyoruz. Başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanlar bu davanın takipçisi olmalı. Çünkü
özlemini duyduğumuz eşit, özgür dünyada cinsiyet ayrımcılığının son bulmasını istiyoruz. Çünkü kadın
olduğumuz için aşağılanmak istemiyor, cinsel yönelimlere saygı gösterilmesini istiyoruz.

Duygu Semiz

R.Ç davasının takipçiyim çünkü artık ülkemde cehaletten kaynaklı buna benzer başka cinayetlerin
yaşanmaması için başlatılan her türlü kampanyalara destek vermeyi kendimde bir görev olarak
görüyorum.

Ayşegül Başar